BarışNerede?

World Trade Center

2001'de yıkılan World Trade Center'ın altındaki NJ tren istasyonuna sık sık gidip geldim buaradayken. Oluşan boşluk hakkaten ürkütücü, yanındaki binalara bakarken bile boyun fıtığı geçiriyor insan zaten, zamanında en yükseklerinin nasıl olduğunu, sonra nasıl yerlebir olduğunu hayal etmek korkutucu. WTC'ın önündeki "Barış" heykeli de tabii ağır hasar görmüş, ama o haliyle alıp biraz ilerideki Battery Park'a yerleştirmişler, önüne de hikayesini asmışlar. En çok da insanın hayalgücünü zorlayan binalarıyla övünen bir şehir için ağır olmuş bu olay gerçekten...Aşağıda: WTC'ın boşluğuna bakanlar ve "Barış" Küresi'nden geriye kalanlar...

Amerikan Doğal Tarih Müzesi

Central Park'ın yanındaki Amerikan Doğal Tarih Müzesi süper bir yer. İçeride evrenin oluşumunu anlatan interaktif maketlerden, Avustralya yerlilerinin aletlerine,  dinozorlardan insan evrimine ve tanıyorsanız Lucy'e (Etiyopya'da meşhuur antropolog sülale Leakey'lerin bulduğu, ve 2 ayak üzerinde durduğunu ispatladıkları, insanın en eski atalarından birinin kalıntıları- Australepitechus Afarensis sanırım?!) kadar her şey var. Mesela yandaki T-Rex ve diğer dinozor kalıntılarının tümü çok ilginçti, ama benim en beğendiklerim şunlar:

1. Orta Afrika jungle'ından bir parçayı dev bir salonun ortasında yeniden kurmuşlar. Yandaki banklara oturup önününüzdeki karanlık ormanın serinliğini hisediyor, içerden gelen sesleri dinleyip, hayvanları hayal edebiliyorsunuz.
2. Amazon yerlilerinin yaptığı kafatası kolyeleri (Bundan 10- 15 sene öncesine kadar yerliler öldürdükleri düşmanlarının ruhu kendilerini takip etmesin diye, kafaları kesip, içini boşaltıyor; sonra kaynatıp, iyice küçülünce de sağını solunu dikip, kolye haline getiriyormuş.)Amanın!!!
3. Mars'a gönderdikleri insansız bir araçtan gelen görüntüleri gösteriyorlar bir ekranda, vay canına, Mars'tan yayın da heyecan verici bence...

NewYork'tan Fotoğraflar

Soldaki Fotoğraf Albümleri'ne NewYork'tan yeni fotoğraflar ekledim...

                                                                                                                                                          link>>

Manhattan'da ilk gün..

British Airways'in 2 saat de rötar yapması ile Londra Heatrow'da uzuuun saatler geçirdim... ve sonunda: NewYork'tayım!! Gece fazla oyalanmadan eve ulaştık, ertesi gün Manhattan ekspedisyonu yapıp, deli divaneler gibi yürüdüm...

İlk izlenimler:

1. 1) NY da İstanbul kadar sıcak olabiliyormuş meğer, özellikle metro istasyonları 62 derece olabiliyor.
2. 2)Dükkanlara veya vagonlara binince de arktik esintiler karşılyor. Tüm amerikanın zatürre geçirmemesine şaşıyorum!
3. 3)Bu kadar çok çeşit yiyecek arasından seçim yapmak çok keyifli.
4. 4) Özellikle akşamüstü ortalık pek bir hareketli, pek bir keyfli, binlerce insan her an biryerlere koşuşturuyor.
5. Yayalar için kırmızı ışıkta durmaya gerek yok galiba, tam bizim usul.
6. Video konusunda Caponlarla yarıştayım :), yakında ilkini siteye de ekleyeceğim!

Sırtçantamda ne var? Ne yok?

Sırtçantamı uçuşa 6 saat kala tamamladım:). Internet projesi için yanımda taşıdığım bolca teknolojik ıvırzıvırı, az kıyafet alarak dengeledim. İçinde yolda vazgeçemeyeceğim hiçbirşey yok, tam tersi Seattle'da REI'ı ve yolculuk esnasında souvenir ıvır - zıvır - T- Shirtleri  görünce kesin abartırım diye düşünerek minimum eşya aldım. Kullandıkça yorumları da yazarım..

• 1Laptop -2,5 kg (hey maşallah, hafifi de çok pahalıydı napalım!)
• 1 Mini dV kamera
• 1Panasonic dij. foto kamera
• Bunların  kabloları / bağlantıları / priz adaptörü / kaset/cd/ external floppy (internet cafe'lerde CD-rom yoksa diye)
• 1spor / günlük ayakkabı
• 1 çift sandalet
• 2 pantolon (1'i üzerimde)
• 4-5 çift çorap , 3 çift temiz çamaşır
• 4 t_shirt ve 1 mayo /şort
• 1 yağmurluk (Hala 10 senelik perişan dağ goretex'i, bakalım hafif başka birşeye yerini bırakabilecek mi?)
• Havlu
• 2-3 kişisel ilaç / vitamin / antibiyotik
• Cüzdan / pasaport / bilet / fotokopiler / not defterim...
• Bere (Belki Seattle'da kamptan sonra uzun süre lazım olmaz, ama dışarda gece her zaman soğuk olabiliyor.)
• 1 kiloluk yeni uyku tulumum, süpersin Lafuma!
• tripod (Hindistan'a götürdüğüme en pişman olduğum parçayı yine aldım, ama bu sefer 1/2 ağırlıkta ve boyda, ayı ve cougar filmi çekicez ya o gazla işte!!!ayrıca 20 mio! Sıkıntıya gelirsem ilk atılacaklardan :)
• Kafa feneri / duck tape / çakı
• Güney amerikalı yazarlardan 4-5 adet süper ince kitap (yolda okunup, Türkçeyi özleyen arkadaşlara bırakılacak..)

Heeeyyyoo sırtçantamı özlemişim: Vaude Terkum 75 lt. Yeni alacaklara, kesinlikle üzeri bavul gibi tam açılan - seyahat tiplerinden öneririm. Toplam yük ~ 20kg, içindeki teknik malzeme ~5-6 kg...

Yolculuk başlıyor!

6- 7 saat sonra önce Londra'ya, oradan NewYork'a uçuyor olacağım.

Son işlerin hallolması bugüne kaldı: sağlık ve laptop / kamera sigortalarını teslim aldım, son bir kez ofisteki arkadaşlarıma uğradım, antibiyotik satın aldım, ailemle ve T.ile vedalaştım...Bundan sonra havaalanları 2. evim olacak görünüşe göre, sabah erkenden Algur'la - sağol Alper sana en acaip kartları atıcam :) - ordayız!!!Dünya bekle beni, NewYork önce sen bekle!! Her ne kadar bu koşuşturmamın arasında sana hiç çalışamamış, tamamen spontan geliyor olsam da...:)

SEYAHAT Ya ResulAllah!

Halil çok güzel şeyler yazmış, başlık da onun Evliya Çelebi hikayesinden. Hani sefahat yerine seyahat deyip, gezgin olduğu... :)

Türkiye'de sadece keyiften dünyayı gezen insan oldukça az, eh malum "ekonomik krizden belimizi doğrultamıyoruz ki" denebilir tabii. Ama başka şeyler de var gibi, bu  Japon - Amerikan icadı TV - DVD - internet ve sonra Televole çıktı iyice mertlik bozuldu gibi geliyor bana; işin ilginci bunlara kendi yaratıcılarından daha fena kaptırıyoruz kendimizi sanki?  Yani artık güvenli evimizde  "sanal" olarak başkalarının hayatını takip edebiliyor, kutuplara belgesellerde zaten gidebiliyoruz. Nickelodeon çocuk kanalının çok güzel bir kampanyası geliyor aklıma, kendisi de bir TV kanalı olmasına rağmen, TV karşısında oturan özel olarak hımbıl bir çocuğa:   "sanal gerçeklik"  yerine "dışardaki gerçeklik"le tanışması öneriliyordu:), ne güzel.

Nasuh'un sitesinde dünyayı gezen yelkenci Türklerle ilgili bilgiler var, en çok yelkenciler geziyormuş meğer; ayrıca Gülin de uzun uzun dünyayı dolaşmıştı, hatta bir de kitap yazdı: "Avucumda Patikalar"

Çok meşgulum ben de canııım!

Dünya seyahati her ne kadar herşeyi geride bırakma / kuralsızlık /spontanlıkla özdeşleştirilse de, yapılacak /planlanacak müthiş çok iş var. Sadece son günlerde yaptıklarım:

işten ayrıldım (cuma günü bir sokak partisi ve iş arkadaşlarımdan Seattle'da bozdurulacak bir REI hediye çeki ile:)) - gözlük reçetesinden bilet ve pasaporta herşeyin fotokopisini çektim - doktora gittim (herşey ok) - Citibank'ta hesap açtım - sağlık ve eşyalar için sigorta ayarladım (bunu ayrıca yazacağım, önemli) - "dünyada ne kadar farklı priz çeşidi varmış böyle" diye şaşırdım - motorumun ben yokken satışı için Yılmaz ustayla ve VillaPera'yla konuştum - ağabeyime ve babama bilimum konuda vekaletname verdim - uykusuz kaldım - yedek i-link kablosu aldım (videoları laptopa atmaya yarıyor)- tüm rotadaki kontakları / elçilik ve konsoloslukları çıkardım - bizimkilere bırakmak üzere her türlü bilgi belgeyi ve haritayı toparladığım bir dosya yaptım - deliler gibi mail attım - arkadaşlarımla vedalaştım (birçoğu ile görüşemedim bile) -dedem ve anneannemle vedalaştım (Amerika'da çalışmaya gidiyorum sanıyor) -laptop'a 4Gb + müzik yükledim, 1-2 pantolon ve cüzdan vb aldım...

Rahmi amca beni de al!

Rahmi Koç da benim gibi dünya turu meraklısı:)) Nazenin4 teknesi ile okyanusları geçti, şimdi tekne Yeni Zelanda'da 2-3 ay dinlenecekmiş. Önceleri etrafımdaki çoğunluk gibi burun kıvırdım, "yaaa böyle dünya seyahatini ben de yaparım, oh bee tayfalar tekneyi sürsün, ben helikopterimle arada bir uğrarım..." diyenlere katıldım. Sonra düşündüm, benzer koşullarda bir seyahat yapma şansım olsa geri çevirir miydim??? DELİ MİYİM BEN??

Rahmi amca, Yeni Zelanda'dan dönüşte miçoya ihtiyaç olursa emailim yukarıda...İyi yolculuklar!

Rotam

İstanbul - Londra (aktarma) - New York - Seattle (Pullman - Mt. Rainier NP vb?) - Mexico City - San cristobal de las Casas - Guatemala (??)Cancun - Cuba (Havana - ?) - Quito (Ekvador / biraz daha ispanyolca öğrenirim inşallah:)) - (Çok param varsa) Galapagos - Lima (Peru) - Cuzco - Machhu Pichu - Titicaca gölü - La Paz (Bolivya) - Santiago (şili)  - Punta Arenas (Macellan boğazı Patagonya buzulları, Torres del Paine NP, Ushuaia) - Buenos Aires - Rio de Janeiro (karnaval?) - Santiago - Paskalya adası -Papetee (Fransız polinezyası) - Auckland (Yeni Zelanda) - Christchurch - Melbourne - Sydney (bir de Fiji çıkartabilir miyim?) - İstanbul

Uçak biletim mavi noktaları kapsıyor, gerisini de karadan veya kendi imkanlarımla yapmayı istiyorum. Hepsi sağlığım - param elverirse ve keyfim isterse...Bakalım hayat neler gösterecek?