Sırtçantamı uçuşa 6 saat kala tamamladım:). Internet projesi için yanımda taşıdığım bolca teknolojik ıvırzıvırı, az kıyafet alarak dengeledim. İçinde yolda vazgeçemeyeceğim hiçbirşey yok, tam tersi Seattle'da REI'ı ve yolculuk esnasında souvenir ıvır - zıvır - T- Shirtleri görünce kesin abartırım diye düşünerek minimum eşya aldım. Kullandıkça yorumları da yazarım..
- 1Laptop -2,5 kg (hey maşallah, hafifi de çok pahalıydı napalım!)
- 1 Mini dV kamera
- 1Panasonic dij. foto kamera
- Bunların kabloları / bağlantıları / priz adaptörü / kaset/cd/ external floppy (internet cafe'lerde CD-rom yoksa diye)
- 1spor / günlük ayakkabı
- 1 çift sandalet
- 2 pantolon (1'i üzerimde)
- 4-5 çift çorap , 3 çift temiz çamaşır
- 4 t_shirt ve 1 mayo /şort
- 1 yağmurluk (Hala 10 senelik perişan dağ goretex'i, bakalım hafif başka birşeye yerini bırakabilecek mi?)
- Havlu
- 2-3 kişisel ilaç / vitamin / antibiyotik
- Cüzdan / pasaport / bilet / fotokopiler / not defterim...
- Bere (Belki Seattle'da kamptan sonra uzun süre lazım olmaz, ama dışarda gece her zaman soğuk olabiliyor.)
- 1 kiloluk yeni uyku tulumum, süpersin Lafuma!
- tripod (Hindistan'a götürdüğüme en pişman olduğum parçayı yine aldım, ama bu sefer 1/2 ağırlıkta ve boyda, ayı ve cougar filmi çekicez ya o gazla işte!!!ayrıca 20 mio! Sıkıntıya gelirsem ilk atılacaklardan :)
- Kafa feneri / duck tape / çakı
- Güney amerikalı yazarlardan 4-5 adet süper ince kitap (yolda okunup, Türkçeyi özleyen arkadaşlara bırakılacak..)
Heeeyyyoo sırtçantamı özlemişim: Vaude Terkum 75 lt. Yeni alacaklara, kesinlikle üzeri bavul gibi tam açılan - seyahat tiplerinden öneririm. Toplam yük ~ 20kg, içindeki teknik malzeme ~5-6 kg...
iyi yolculuklar...
Posted by: Nihan Başaran | August 10, 2005 at 07:40 AM
iyi yolculuklar baris....her update'i heyecanla bekleyenlerden biri de ben olacagim artik.. yolun acik olsun..Nihan Basaran
Posted by: Nihan Başaran | August 10, 2005 at 07:40 AM
Tebrikler Baris. Diyecek soz bulamiyorum, ama muthis bir heyecan, huzun ve sevinci bir arada hissediyorum. Macerani sitenin disinda bir de senden dinlemek icin sabirsizlaniyorum. Iyi yolculuklar...
Posted by: Gorkem Canverdi | August 10, 2005 at 09:49 AM
Baris... REI'den bir adet survival Kit (Küçük), Bir adet minik ilk yardım çantasi, bir adet emergency blanket (ani titreme şok soguk filan olursa diye al) toplaamı 30 doları geçmez. bunları yanından ayırma.
Birde boş vaktinde pasaport fotokopini gerekli diger kimlik fotokopileri bir 100 ABD dolarını naylon bir posete koy. sıkıstır kucukcuk yap ve pantalonunun icine bir yere gizle ve saglamca dik.Birsey olursa (allah korusun diye) Iyi ucuslar...
EMRE
Posted by: Emre | August 10, 2005 at 11:58 AM
İyi yolculuklar,
Eko'nun Alman Lisesi takımı da seni izliyor:)
Posted by: Levent Gürkan | August 11, 2005 at 05:33 AM
Iyi yolculuklar Baris!
Posted by: Ulas | August 11, 2005 at 02:38 PM
annem ve babam internet ortamından uzak olduğu için aile sözcüsü olarak ben sana iyi yolculuklar diliyorum kendine çok dikkat et herkes seni takipte...:)
zeynep
Posted by: başkal ailesi | August 11, 2005 at 05:47 PM
baris, floppy yerine bir usb flash drive alabilirsin, videolari disket disket tasimakla ugrasmaktan daha pratik olabilir, aklinda bulunsun.
Posted by: zeki | August 12, 2005 at 07:12 AM
bir de, hindistanda o tripod ile cektigimiz nadide toplu fotografimizi post etseydin keske, kim seni kucaklamisti, ben mi serdar baba mi? O fotograf senin mi serdarin mi, kimde kopyasi var?
Posted by: zeki | August 12, 2005 at 07:14 AM
mini bir pusula. Dag bayir icin demiyorum, orada sirtlar vadiler sana yol gosterir zaten, ama yabanci bir sehirde eninde sonunda pusula bir sekilde yardimci olmustur bana.
Bir de, bunca yuk ile basina neler gelecek merakla bekliyorum. Her ne kadar turist turiste gore az esyan olsa da, kameraya laptopa nasil basa cikacaksin acaba. Gecen yillar ile yolculuk cantamin buyumesini huzunle izledim, sanki her gecen yil ile vazgecilmezlerim ve ne olur ne olmazlarim artiyor. Ucaktan ya da otobusten inerken kocaman cantamin yanindaki minik cantalari gorunce kiskaniyorum, bir dahaki sefere diyorum, ozume donecegim. Bir de yolculugun suresi ile ters orantili bavulumun hacmi. Ne kadar kisa gideceksem, mesela uc gunluk konferansa, o kadar cok esya aliyorum yanima, nedense.
Diger bir merakla izleyecegim nokta "belgeleme sendromu". Bazen bir fotograf makinesi bile insana oyle bir gorev yukluyor ki, fotograflama eylemi birseyler anlatma ya da keyiften, buralara kadar geldim bunu cekmesem ayip olura kayiyor. Fotograf makinemi kajuharo otobusunde caldirdiktan sonra o kadar rahatlamistim ki, kafam rahat bir sekilde gezmeye devam etmistim. Yanimda video kamera tasiyip aksamlari otel odasinda montaj yapmayi dusunemiyorum bile. Diyecegim o ki, bariscigim, sen keyfine bak, national geographic belgeseli cekmiyorsun, bir iki yerde video cekmesende biz seni severiz ;-)
Posted by: zeki | August 12, 2005 at 09:20 PM
yukarıda iyi akıllar var. survıval kit filan gibi. ama calinan mal isi kotu. gene de canından degil de malından olamnı tercih ederim. bunu da unutma. guney amerika icin hemen pusula fılan edin. paranı pasaport fotokopini filan dedikleri gibi yap. suzinin igne ipligi vardır nasıl olsa.
Posted by: anne | August 19, 2005 at 05:45 PM
Ortalama kokoslukta bir Turk genc kizinin gunluk cantasinda daha fazla malzeme vardir. Ciplaklar kampina mi gidiyorsun?
Posted by: Cuneyt (Eko'nun ve su ustteki Levent Gurkan'in sinif arkadasi - yine yukaridaki Emre'nin "Eko'nun Al | August 20, 2005 at 01:42 PM