Sabah erkenden kalkıp, herkes işe giderken Pike Market'e inmek...Çiçekçiler ayçiçeklerini dizmeye başlarken aralarından geçip, sonbahar sabahının serinliğini bacaklarında hissetmek...Sokağın karşısındaki "ilk" Starbucks'ta kahve kokusunu içine çekerek Latte beklemek...Bu sokağın kışın ne güzel olacağını düşünmek...Kırmızı şapkalı ve walkmenli amcanın tezgahına asmaya başladığı komik T-Shirtlerin üzerlerini okumak...En iyisi -ve bu amcaya hiç uymayanı- : "Employee of the Month" :)
"Fotoğraf Albümleri'ne" yeni bir kaç Seattle fotoğrafı ekledim...
Hallo Hans, insallah vize isleri ve yolculuk sorunsuz gecmistir. Gittiginden beri Sef Angelotti, Ben Amca ve Seyfi Bey yollarini gozluyor :P Pullman bi sessizlesti simdi. Ama DSL baglantimiz bes dakka once acildi, artik 'Windows' baglantisiyla cebellesmeyecegiz neyse ki :)) Gerci sana yetistiremedik ama... Kendine dikkat et. Cancun'dan plaj-deniz fotografi falan gonderme sakin. Buraya kis geliyo biliyosun; bozusuruz valla ;))
Posted by: Suzi Mayer | September 16, 2005 at 04:48 AM
Selam Barış,
Ben Eda, Çizi'nin kardeşi, siteni dolayısıyla "yolculuğunu" görünce ağzımın suyu aktı .. Darısı başıma..
Site fikri de çok başarılı olmuş, ayrıca tebrik ediyorum.
Eda
Posted by: Eda Cizioglu | September 16, 2005 at 03:01 PM
houstonda aktarman oldugunu haber etseydin bir iki saat icin bile olsa atlar gelirdim, seni gidi seni....
Posted by: zek | September 16, 2005 at 11:37 PM
Bir-iki saat bile degil 40 dakika mi neydi aktarmasi. Yoksa haber verecekti sana Zeku.
Posted by: Suzi Mayer | September 17, 2005 at 12:05 AM