Sabah 1.30 tan beri yuruyoruz. 5600 metre civarında bir yorgunluk aninda, 3 kişi yanyana oturuyoruz; "Su ister misin İris?" - "Gracias...". Kalkana kadar başka bir konuşma geçmiyor; çantama yaslandım, ayaklarımı uzattım; hafiften ama buz gibi bir esinti yakalarımdan içeri girmeye çalışıyor, iyice kapandım... Sonraki 5 dakika boyunca sessizliği dinledim; karşıda dağlara güneşin ilk ışıkları vuruyor; ve de üzerinde oturduğum Cotopaxi'nin dev gibi gölgesi...Ne kadar büyük!
Şu aşağıda Borges'in yazdıklarını ilk okuduğumda ne etkilenmiştim!! Onun listesindekileri tek tek gerçekleştirmek; hayatımı böyle yaşamak isterim...Şimdilik fena değilim...
Bir Daha Gelirsem Eğer |
Eğer yeniden başlayabilseydim yaşama,
İkincisinde daha çok hata yapardım!
Kusursuz olmaya çalışmazdım, sırtüstü yatardım...
Neşeli olurdum, ilkinde olmadığım kadar;
Çok az şeyi ciddiyetle yapardım!
O kadar temiz olmazdım, daha çok risk alır, daha çok seyahat eder,
Daha fazla güneşin doğuşunu seyreder, daha çok dağa tırmanır,
Daha çok nehir aşardım...
Görmediğim yerlere gider, daha çok dondurma, daha az bezelye yerdim!
Problemlerin daha gerçekçi olurdu hayali problemlerim ise daha az.
Hayatın her anını gerçekçi ve üretken yaşayan insanlardandım.
Elbette mutlu anlarım oldu ama yalnız mutlu anlarım olmasına çalışırdım.
Farkında mısınız bilmem; yaşam budur zaten...
Anlar, sadece anlar.
Siz de 'anı' yaşayın 'şimdi'yi yakalayın.
Termometresi, bir şişe suyu, şemsiyesi ve paraşütünü almadan
Dışarıya çıkmayan insanlardandım.
Eğer yeniden başlayabilseydim, daha hafif seyahat ederdim.
Eğer yeniden başlayabilseydim, ilkbaharda ayakkabılarımı fırlatır atardım.
Ve sonbahar bitene kadar yürürdüm çıplak ayaklarla.
Bilinmeyen yollar keşfeder, güneşin tadına varır, çocuklarla oynardım.
Bir şansım daha olsaydı eğer.
Ama şimdi seksenbeşimdeyim ve biliyorum ki...
|
Jorges Luis Borges |
hist, yesil koflach mi onlar?
yaninda tasimadin herhalde...
Gecmis zaman olur ki: Nepalde Barisla beraber Annapurnalarin etrafinda trek yapip 5416 metrelik Thorong La gecidine cikmistik en yuksek noktamiz olarak. Bu cikisin ile citayi yuraki tasidin Baris, ama ben burada Teksasin duzluklerinde ne yapayim, kendimi nerelerte vurayim... Trek sirasinda yanimizda satranc takimi vardi, orada burada oynayip duruyorduk. Hatta gecitte bir el satranc oynayip yuksekligin beynimize olan etkisine bakacaktik hesapta. Tabii beni yukseklik carpip yerlerde surunmeye, ayilip bayilmaya baslayinca pek gerceklesemedi bu planimiz.
Posted by: zeki | November 28, 2005 at 11:33 PM
biliyorum ki...
Ölüyorum...
diye bitiyor bu şiir... Sen son satırı silmişsin, çok hüzünlü çünkü...
Kendine iyi bak Barış'ım...
Posted by: Erdal | December 01, 2005 at 08:22 AM