23. caddede 50'li yillarin Chevrolet'lerine(yani dolmuslara) el kaldiriyorum. Oturdugum Vedado'dan Eski Habana'ya gidecegim; once otobus duragini denedim. Agustos ortasinda bir gunde, 559C R. Hisarustu - Taksim otobuslerinin en kalabalik halini dusunun; ve o kabusu gozunuzun onunde canlandirin. Simdi otobusteki insan sayisini 2 ile carpin, iste La Habana'daki otobusler...Kapi acildiginda icerden insanlar tazyikle fiskiriyor, ve onun uzerine 20 kisi daha binebilmek icin kapidan ittiriyor. En az 10 Compañero ile ilk gunden akraba olmak istemiyorum, dolayisi ile dolmustayim.
10 dakika sonra: Dolmusta yaninda oturdugum Carlos'un evinde, esi Arelis ve oglu David'le "Havana Club"lerimizi yudumluyor ve guluyoruz..Kubanin en populer Ron'u "Havana Club", benim zannettigim gibi "Bacardi" degil. Bacardi ailesi Fidel'le ters dustugunden beri fabrika Porto Rico'ya tasinmis; Kubada neredeyse hicbiryerde Bacardi bulunmuyor. Dolayisi ile Kubalilar da icmiyor.
Asagi inip Eski Havana sokaklarinda turluyorum. Bu 2sini kapinin onunde gorunce fotograf makinami cikariyorum; hemen bebeklerini cikariyor, saclarini duzeltiyorlar telasla...Dij. makinada cektiklerimi gosteriyorum sonra onlara; onlar sevinc cigliklari atiyor; ben guluyorum...Ne guzel bir yer...
Olm her gördüğün tanımadığın adamın evine ne gidiyorsun? Bide içki içmiş adamın evinde. Sen hiç mi Nuri Alço filmi seğretmedin.
Posted by: Cuzo | November 10, 2005 at 10:10 AM