Hanga Roa'dan Rano Raraku'ya giden yolda "Mavi Fırtına" ile yalnız ikimiz varız ("Tornado Azul" =Mavi Honda XR 200üm, ismini anahtarlığından öğrendim). Adanın güneyinde sonsuz bir ruzgar aklısıra bize engel olmaya çalışıyor; kayalarda patlayan dalgaların sprey bulutu defalarca yüzümüzü yalıyor. Güneşin son demlerindeyiz; sapsarı, yemyeşil ve masmavinin ortasında biz simsiyah asfaltta sonsuz hızla "uçuyoruz", bu gitmek değil çünkü...Adanın en "gizemli" noktası Rano Raraku tepesine doğru yol alıyoruz; hani dev Moai'lerin yapıldığı madene...En son ne zaman bu kadar bagirarak şarkı söylemiştim, ya da "kendikendime" bu kadar mutlu olmayı becerebilmiştim??? Bu RapaNui ruhumda derin izler bırakmaya devam ediyor. Bu arada Mavi Fırtına toprak yolda da hız kesmedi; "sakin ol oğlum!!!"
Ayrıl da gel rüzgarın oglu....
Posted by: Eko | March 31, 2006 at 07:42 AM
Barış'ım,
Mutluluğunla biz de mutlu ediyorsun. Ama ne kadar kıskandığımı da bilemezsin. Yiyebileceğim tırnağım kalmadı walla :)
Posted by: Erdal | March 31, 2006 at 08:48 AM
harikasın...
Posted by: can | March 31, 2006 at 09:54 AM
robinson crusoe'nun yalnizligindaki "mutluluk"u yasiyorsun gibi. kokler insani geri cagirir zamanla.
Posted by: ozel | March 31, 2006 at 02:21 PM
açıkcası böyle bir hayat yaşamak için çok paraya ihtiyaç yok içindeki kök hücrenin azıcık çılgınlığa yatkınlığı varsa basarsın istifayı bugüne kadar biriktirdiğin ev almayı hayal ettiğin parayla çeker gidersin dünyanın birrrrr ucundan diğer ucuna... belki döndüğünde evin olmaz ama evinden daha değerli ömründe hatırladığında gülümsetecek bir hayalin olur.bu da evden daha değerli değil mi? barış seni zevkle takip ediyor her gün her saat her saniye o kök hücremi arıyorum ama ne yazık ki memur anne ve babadan bu hücreler çocuklarına geçmiyormuş... :) sen gezmeye biz de salya önlüğü ile pixel karşısında sana methiye dizmeye devam edelim.bu sitenin tek eksiği gittiğin ülkedeki güzel bayanlara ait resimlerdir.
Posted by: can garanti | April 01, 2006 at 05:13 PM